Türkiye’de Vergi Yükünün Ağırlığı Üzerine Eleştirel Bir DeğerlendirmeDolaylı Vergilerin Hâkimiyeti ve Gelir Dağılımına Etkisi
- Aslıhan Kement
- 1 gün önce
- 3 dakikada okunur
Türkiye’de vergi gelirlerinin yaklaşık %65’i dolaylı vergilerden sağlanmaktadır. Katma Değer Vergisi (KDV) ve Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) gibi kalemler, özellikle düşük ve orta gelirli vatandaşların tüketim kalemleri üzerinden tahsil edildiği için, bu kesimlerin reel gelirinde ciddi daralmaya yol açmaktadır. Örneğin, Türkiye’de 2023 yılı itibarıyla ÖTV geliri toplam vergi gelirlerinin yaklaşık %25’ine ulaşmıştır1. Bu oran, Avrupa Birliği ortalamasının çok üzerindedir.
Bu vergi kompozisyonu, verginin "ödeme gücüne göre alınması" ilkesine aykırı düşmekte, zenginle fakir arasında vergi yükü açısından tersine bir adaletsizlik doğurmaktadır. Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) verilerine göre, Türkiye'de en yoksul %20'lik kesim, gelirine oranla en zengin %20'lik kesimden çok daha fazla vergi yüküne maruz kalmaktadır2.
Vergi Adaleti Sorunu ve Mali Disiplinin Erozyonu
Vergi afları, yapılandırmalar ve matrah artırımı gibi uygulamalar, kayıt dışılığı ve vergi kaçırmayı teşvik eden sistematik bir sorun haline gelmiştir. 2000 yılından bu yana Türkiye’de toplam 11 kez vergi affı çıkarılmış, bu da yaklaşık her iki yılda bir vergi mükelleflerine af imkânı tanındığı anlamına gelmektedir3. Bu durum, düzenli vergi ödeyen bireyler için ciddi bir adalet sorunu oluşturmakta ve vergi ahlakını zedelemektedir.
Vergi-Gelir Oranı ve Kamu Hizmetleri Arasındaki Uyum Sorunu
OECD verilerine göre, Türkiye’de vergi gelirlerinin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya (GSYİH) oranı 2022 itibarıyla %20,8 iken, bu oran OECD ortalamasında %34 civarındadır4. Yani Türkiye hem vergi toplama kapasitesi açısından zayıf bir görünüm sergilemekte, hem de topladığı vergiyi kamu hizmetlerine dönüştürmede yeterli şeffaflığı ve etkinliği sağlayamamaktadır.
Siyasal Tercihler ve Verginin İdeolojik Yüzü
Vergi politikaları yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda siyasal tercihlerle de şekillenir. Sermaye kazançlarının düşük oranda vergilendirilmesi, yüksek gelir gruplarının mali yükümlülükten büyük ölçüde muaf kalmasına neden olmakta; buna karşın ücretli kesimin maaşından doğrudan kesilen gelir vergisi, çalışanlar üzerindeki baskıyı artırmaktadır. 2024 yılında asgari ücretli bir çalışanın maaşından yapılan doğrudan ve dolaylı vergi kesintisi toplamda yaklaşık %37’ye ulaşmıştır5.
T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı, 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Gerçekleşmeleri Raporu
Eurostat, "Income Distribution Statistics", 2023
TÜRMOB, "Türkiye’de Vergi Affı Uygulamaları", 2022
OECD Revenue Statistics, 2023
DİSK-AR, "Vergide Adalet Raporu", 2024
A Critical Assessment of the Weight of the Tax Burden in Turkey
Approximately 65% of tax revenues in Turkey are provided by indirect taxes. Since items such as Value Added Tax (VAT) and Special Consumption Tax (SCT) are collected especially on the consumption items of low and middle-income citizens, they cause a serious contraction in the real income of these segments. For example, as of 2023, SCT revenue in Turkey has reached approximately 25% of total tax revenues1. This rate is well above the European Union average.
This tax composition contradicts the principle of "taking taxes according to ability to pay" and creates a reverse injustice between the rich and the poor in terms of tax burden. According to data from the European Statistical Office (Eurostat), the poorest 20% in Türkiye are subject to a much higher tax burden than the richest 20% in proportion to their income2.
The Problem of Tax Justice and the Erosion of Fiscal Discipline
Practices such as tax amnesties, restructurings and tax base increases have become a systematic problem that encourages informality and tax evasion. A total of 11 tax amnesties have been issued in Turkey since 2000, meaning that taxpayers are granted an amnesty approximately every two years3. This situation creates a serious justice problem for individuals who pay regular taxes and undermines tax morale.
The Problem of Harmonization Between Tax-Revenue Ratio and Public Services
According to OECD data, while the ratio of tax revenues to Gross Domestic Product (GDP) in Turkey is 20.8% as of 2022, this rate is around 34% in the OECD average4. In other words, Turkey both exhibits a weak appearance in terms of tax collection capacity and cannot provide sufficient transparency and efficiency in converting the taxes it collects into public services.
Political Preferences and the Ideological Face of Taxation
Tax policies are shaped not only by economic but also political preferences. Low taxation of capital gains largely exempts high-income groups from financial obligations; on the other hand, income tax directly deducted from the salaries of the wage earner increases the pressure on employees. In 2024, the total direct and indirect tax deduction from the salary of a minimum wage employee reached approximately 37%5.
Ministry of Treasury and Finance of the Republic of Turkey, 2023 Central Government Budget Realizations Report
Eurostat, "Income Distribution Statistics", 2023
TÜRMOB, "Türkiye'de Vergi Afı Uygulamaları", 2022
OECD Revenue Statistics, 2023
DİSK-AR, "Tax Justice Report", 2024
Comments